20 Ekim 2022
KADINA YÖNELİK ŞİDDET, MİLLİ DEĞERLERİMİZE SAYGISIZLIKTIR!
Tarihimizin tüm toplumsal süreçlerinde kadının belirleyici ve destekleyici bir rolü olduğu biliniyor. Milletimizin asli unsuru olan kadınlarımızın tarih boyunca yüklendiği tüm bireysel ve toplumsal sorumluluklarda yapıcı ve yol gösterici bir misyonla hareket ettiği görülüyor. Tarihimizde, emirname ve fermanlar “Hakan ve Hatun buyuruyor ki” şeklinde ifade edilerek idarede Hatunlar da Hakanlar kadar yetkili kabul edilmiştir. Milletimizin destanlarında, efsanelerinde, hikâyelerinde, avda, savaşta, temsilde, dini, siyasi, insani, iktisadi sahalarda kadın ve erkek her zaman birlikte yer almıştır. Kadınlarımız; yönetimde, savaşta, barışta erkeklerle birlikte yer alıyor.
Kurtuluş Savaşı’nda Şerife Bacı, Halide Onbaşı, Halime Çavuş, Nezahat Onbaşı, Çete Emir Ayşe, Kara Fatma, Gördesli Makbule, Tayyar Rahmiye, Hafız Selman İzbeli gibi kadın kahramanlarımız, tarih içerisinde bir ve bütün olarak gören bir anlayışla yoğrulmuş olmamız, bugünümüze rehber olacak kadar güçlü göstergelerdir. Kadına yönelik şiddete yükselen tepki artık milli bir hassasiyete dönüştü çünkü milli değerlerimizin inşasında kadının rolü ve önemi belki tüm ülkelerin toplamından daha fazla.
Şiddeti reddeden milli birlikteliğimiz ve kararlılığımız, söz konusu kadına yönelik şiddet olunca da aynı kararlılıkla duruşunu sürdürüyor. Aziz şehitlerimizin kanı, gazilerimizin kahramanlıkları, kadınlarımızın fedakârlıkları, emek ve dualarıyla kurulan vatanımızda kadına yönelik her türlü şiddete karşı hukuk içerisinde mücadele etmek, sevgi ve saygıya dayalı değerlerle kurulmuş olan ülkemizde hepimizin sorumluluğunda.